Nikolai Gogol’un Burnu: Gerçeküstücülüğün Gündelik Hayata Sızması
Nikolai Gogol’un 1836’da kaleme aldığı "Burun" adlı absürd ve fantastik hikâyesi, olağanüstü olayın gündelik hayata ani girişini çarpıcı bir şekilde betimler. Hikâyede, Kovalyov adlı bir adamın burnu bir sabah yüzünden ayrılır ve kendi hayatına devam etmeye başlar.
Hikâyenin en dikkat çekici yanı, bu absürd olayın insanların tepkilerinde yarattığı şaşkınlık eksikliğidir. Kovalyov burnunu ararken karşılaştığı herkes, bu tuhaf durumu olağanüstü bir sakinlikle karşılar. Polis memuru, kayıp burun ilanını vermek isteyen Kovalyov’a gayet nazik davranır, ancak bürokratik gerekçelerle ilanı kabul etmez; çünkü ilanın içeriği inanılmaz değildir.
Bu tepkisizlik, Gogol’un hicvettiği duyarsız ve sıradanlaşmış toplumun bir aynasıdır. İnsanlar, olağanın dışındaki bir şeyle karşılaştıklarında bile, omuz silkip yola devam etmeyi tercih ederler. Gogol, bu tutumun toplumun gerçeklikten kopmasına ve sıradanlığın esaretine düşmesine yol açtığını savunur.
Burun, gerçeğin algısını ve kimlik karmaşasını da sorgular. Kovalyov’un burnu yüzünden ayrılarak bağımsız bir varlık haline geldiğinde, Kovalyov’un kimliği parçalanır ve anlamını yitirir. Kovalyov’un burnu olmadan sadece bir et parçasına dönüşür ve toplum tarafından dışlanır.
Gogol’un "Burun" hikâyesi, gerçeküstücülüğün gücünü ve toplumun duyarsızlığının tehlikelerini çarpıcı bir şekilde ortaya koyan bir edebiyat şaheseridir. Hikâye, okuyucuyu sıradanlığın ötesine bakmaya ve gerçekliğin sınırlarını sorgulamaya davet eder.
Karakterler
- Kovalyov: Burnu yüzünden ayrılan ve kimlik krizi yaşayan bir adam.
- Polis memuru: Kovalyov’un kayıp burun ilanını kabul etmeyen duyarsız bir bürokrat.
- Burun: Kovalyov’un yüzünden ayrılan ve kendi hayatına devam eden bir varlık.
Temalar
- Gerçeküstücülük: Olağanüstü olayın gündelik hayata ani girişi.
- Kimlik karmaşası: Burun’un kaybı sonucu Kovalyov’un kimlik krizi yaşaması.
- Toplumsal duyarsızlık: İnsanların olağanüstü olaylara tepki vermeyişleri.
- Gerçekliğin sınırları: Hikâye, gerçekliğin algısı ve sınırları üzerine sorgulamalar yapar.
Edebiyat Eleştirisi
Gogol’un "Burun" hikâyesi, gerçeküstücülük akımının önde gelen eserlerinden biri olarak kabul edilir. Hikâye, saçmanın ve gerçekliğin bir arada var olduğu bir dünya tasviri sunar. Gogol’un hicivli ve keskin gözlemleri, toplumun duyarsızlığını ve sıradanlığın esaretini eleştirir.
"Burun", Türk edebiyatında da geniş yankı uyandırmıştır. Sabahattin Ali gibi yazarlar, Gogol’un gerçeküstücü üslubundan etkilenerek benzer temaları işleyen eserler kaleme almışlardır.