Nazilerin Hanau’daki Katliamını Anlaşmak: Ailelerin Acısı ve Mücadelesi
Beş yıl önce, 19 Şubat 2020’de, ırkçı nedenlerle hareket eden bir saldırgan, Hanau’da dokuz kişiyi acımasızca katletti. Bu kurbanların hepsinin aileleri vardı ve o günden itibaren, sevdiklerinin yasını tutarken, aynı zamanda uğradıkları ayrımcılık ve ihmalleri de yüksek sesle dile getirerek toplumda yankı uyandırdılar.
Bu yazının yazarı, 19 Şubat’tan bu yana bazı ailelerle iletişim halinde. Katliamın beşinci yıl dönümünde, Hanau’da Kaloyan Velkov, Fatih Saraçoğlu, Vili-Viorel Păun, Ferhat Unvar, Gökhan Gültekin ve Hamza Kurtović’in aileleriyle bir araya gelip onlara yaslarıyla nasıl başa çıktıklarını sordu.
Aileler, yaşadıkları ayrımcılıktan ve adalete erişmekteki hayal kırıklıklarından bahsettiler; ancak aynı zamanda onları ayakta tutan ve umut veren şeyler de paylaştılar.
Ayrımcılık ve İhmal
Aileler, sevdiklerinin Alman toplumunda dışlanmış olduklarını ve eşit vatandaşlar olarak görülmediklerini ifade ettiler. Kaloyan Velkov’un eşi Violeta Velkova, "Kocam ayrımcılığa uğradığını sık sık söylerdi" dedi. "Polis ona farklı davranıyordu ve adaleti bulmak için çok mücadele etti."
Vili-Viorel Păun’un babası Florin Păun, oğluyla polis arasında yaşanan bir gerginlikten bahsetti. "Polis onu durdurmuş ve belgesiz göçmen olmadığını kanıtlamasını istemiş" dedi. "Bunu kanıtlamak için çok uğraşmak zorunda kaldı ve bu gerçekten zorlayıcı bir deneyimdi."
Adalet Uğruna Mücadele
Katliamın ardından aileler, sorumluların cezalandırılması ve benzer bir trajediyi önlemek için gereken adımların atılması için kararlı bir şekilde mücadele ettiler. Hanau Katliamı İçin Adalet Komitesi’ni kurdular ve yetkilileri eyleme geçmeye çağırdılar.
Fatih Saraçoğlu’nun babası Ismail Saraçoğlu, "Başından beri adalet istiyoruz" dedi. "Oğlumuzun katili mahkemeye çıkarılmalı ve cezalandırılmalı. Ayrıca, bu tür nefret suçlarını önlemek için önlemler alınmalı."
Yalnızlık ve Umut
Aileler, yaslarını hem yalnızlık hem de dayanışma duygularıyla yaşadıklarını belirttiler. Gökhan Gültekin’in kız kardeşi Ayşenur Gültekin, "Bazen kendimizi gerçekten yalnız hissediyoruz" dedi. "Kardeşimi kaybetmenin acısı çok büyük ve bunu tek başımıza yaşıyormuş gibi hissediyoruz."
Ancak aileler, mücadelelerinde birbirlerinden ve destekleyici topluluklardan güç alıyorlar. Ferhat Unvar’ın babası Cemal Unvar, "Birbirimize tutunuyoruz ve bir aile gibi hissediyoruz" dedi. "Bu bizi ayakta tutuyor."
Aileler, Hanau’da kurulan "19 Şubat İnisiyatifi" gibi örgütlerin çalışmalarından da umut buluyorlar. Bu inisiyatif, kurbanları anmak, ayrımcılıkla mücadele etmek ve Hanau’da hoşgörü ve anlayış dolu bir toplum yaratmak için çalışıyor.
Kalıcı Bir Miras
Hanau katliamı, Almanya’daki ırkçılığın ve ayrımcılığın derin köklerinden dolayı ülkeyi derinden sarstı. Ailelerin mücadelesi, bu sorunları vurgulamaya ve karşısında durmaya devam etme ihtiyacına dikkat çekti.
19 Şubat, kurbanları anmak, adalet çağrısı yapmak ve asla unutmamak için bir gün olmaya devam edecek. Ailelerin sesleri, gelecek nesiller için daha adil ve kapsayıcı bir toplumun inşasını sağlama çabalarında ilham kaynağı olmaya devam edecek.