Ukrayna’nın Geleceği ve Avrupa Güvenliği
Ukrayna’nın geleceği ve Avrupa kıtasının güvenliği, Washington’un Moskova ile vardığına inanılan kapsamlı anlaşmanın önemli unsurları olarak masadaydı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suudi Arabistan’da ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüşmesinin ardından memnun görünüyordu. Lavrov, "Görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlandığını söyleyemem" diyerek kendini beğenmiş bir şekilde yorumladı.
Ukrayna ve Rusya’nın tehdidi altında olan Avrupalılar için Moskova’nın memnuniyeti pek güven verici değil. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, pazartesi akşamı yaptığı açıklamada, "Güvenilir ve sağlam güvenlik garantileri olmaksızın (Ukrayna ihtilafına) bir çözüm, Rusya’dan bir aldatmaca ve yeni bir savaşın başlangıcı olacaktır" diye uyarmıştı. Riyad’da bununla ilgili bir görüşme yapıldığına dair bir işaret yok.
Ankara’yı ziyaret eden Zelenski, "Ukrayna hakkında Ukrayna olmadan görüşmeler yapılmasını" üzüntüyle karşıladığını söyledi. Ancak Donald Trump için öncelikli hedef, sanki bir rakipten kurtulmak istiyormuş gibi Vladimir Putin ile yeniden ilişki kurmak gibi görünüyor. Cumhuriyetçi Trump’ın, Şubat ayı sonuna kadar Rus mevkidaşıyla görüşmeyi planladığı biliniyor. ABD Başkanı için Çin meselesi öncelikli ve Avrupa cephesi rahatsız edici.
ABD’nin Öncelikleri
Trump’ın önceliklerinin Avrupa’dan çok Çin ve ABD’nin iç meselelerine odaklandığı açık. Avrupa’da bir çatışma istemediği ve bunun diplomasi yoluyla çözülmesini umduğu anlaşılıyor. Ancak Putin’in güvenilirliği konusunda şüpheler var ve Ukrayna’nın güvenlik garantilerine ihtiyacı olduğu açık.
Trump’ın Putin ile ilişkisi, birçok Amerikalı ve müttefiki tarafından eleştirildi. Putin’in 2016 başkanlık seçimlerine müdahale ettiği iddiasıyla Trump’ın ilişkisi soruşturma konusu oldu. Trump ise Putin’i sürekli övdü ve zorbalıklarına göz yumdu.
Avrupa’nın Kaygıları
Avrupa ülkeleri, Rusya’nın agresif dış politikası konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor. 2014 yılında Kırım’ı ilhak eden Rusya, Ukrayna’nın doğusunda da desteklediği ayrılıkçıları kışkırtıyor. Baltık ülkelerinin de Rusya tarafından tehdit edildiğinden korkuluyor.
Avrupa Birliği (AB), Rusya’ya yaptırımlar uyguladı ancak bunun Rusya’nın davranışlarını değiştirmede etkili olduğuna dair bir kanıt yok. AB, ABD ile birlikte Rusya’ya Ukrayna’dan çekilmesi ve ayrılıkçıları desteklemeye son vermesi çağrısında bulunuyor.
Sonuç
Ukrayna’nın geleceği ve Avrupa’nın güvenliği belirsizliğini koruyor. Trump, Moskova ile bir anlaşmaya yanaşabilir, ancak Ukrayna’nın çıkarlarının korunmasını sağlamak için yeterli önlem alıp almayacağı belli değil. AB, Rusya’yı durdurmada etkili bir rol oynayabilir, ancak ABD ile yakın bir şekilde çalışması gerekiyor. Bu arada Ukrayna halkı, kendilerine ve ülkelerine ne olacağı korkusuyla yaşamaya devam ediyor.