Wednesday, May 14, 2025
HomeSiyasetUkrayna'da Barış Gücü: Avrupa NATO Ülkelerinden Destek Bekleniyor mu?

Ukrayna’da Barış Gücü: Avrupa NATO Ülkelerinden Destek Bekleniyor mu?

Barış Gücü, NATO, Ukrayna Savaşı, Avrupa Güvenliği, Almanya'nın Tutumu

Ukrayna’ya Barış Gücü Gönderilmesi Gündemde

Avrupa NATO ülkelerinden askerlerin, Ukrayna’da ateşkes ilan edildikten sonra bölgeye gönderilip gönderilmeyeceği konusu tartışılıyor. Fransa, Birleşik Krallık ve Polonya bu konuyu haftalardır değerlendiriyor. Ukrayna bu öneriyi destekliyor ve ABD, Avrupalıları bir barış gücüne katılmaya açıkça çağırıyor. Peki Almanya ne yapıyor? Alman hükümeti ve birlik partileri konunun henüz gündeme gelmediğini, bu konuyu tartışmanın çok erken olduğunu söylüyor. İşte tartışmanın özeti:

Barış Gücü Nedir?

Barış gücü, genellikle bir çatışma bölgesinde barışı sağlamak veya yeniden tesis etmek için konuşlandırılan askeri veya sivil bir birlik olarak tanımlanır. Bu birlikler genellikle Birleşmiş Milletler, AB veya Afrika Birliği gibi uluslararası kuruluşlar tarafından gönderilir. Görevleri, müzakereler sonucu varılan ateşkesleri izlemek ve bir ülkenin istikrarını sağlamaya destek vermektir. NATO geçmişte de barışı koruma görevlerinde yer almıştır, örneğin Kosova’daki Kfor birliği veya Afganistan’daki ISAF misyonu.

ABD’nin Talebi

ABD, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Kremlin lideri Vladimir Putin’i Ukrayna’daki savaşın sona ermesi için müzakerelere zorlamak istiyor. Bu bağlamda tartışılan konu, olası bir barış anlaşmasının nasıl sağlanacağı ve Rusya’nın kısa süre sonra tekrar saldırmasının nasıl önleneceğidir. Uluslararası birliklerin Ukrayna’ya gönderilmesi, bir tür güvenlik garantisi olarak görülüyor. Rusya yeniden saldırırsa, aynı zamanda uluslararası birliklere de saldırmış olacaktır. Bu, Kremlin lideri Putin’in riskini ve buna bağlı olarak tereddüt eşiğini yükseltebilir.

Birlik Sayısı Belirsiz

Bu konuda net bir bilgi yok. Zelenskiy geçmişte bir barış gücü için 200.000’den fazla asker gerekebileceğinden bahsetmişti. Ancak Brüksel’de bu kadar çok birliğin sağlanmasının kesinlikle gerçekçi olmadığı düşünülüyor. Almanya Basın Ajansı’nın müzakere kaynaklarından edindiği bilgiye göre, şu anda beş haneli rakamlar üzerinde konuşuluyor. Tartışmanın Aralık ayında başında yaklaşık 40.000 asker olacağı tahmin ediliyordu.

Ukrayna’nın Görüşü

Ukrayna’dan bakıldığında, Avrupalı askerlerin doğrudan ateşkes hattında konuşlandırılması ideal olur, çünkü bu Rusya’yı yeni provokasyonlar ve saldırganlıktan en iyi şekilde caydırabilir. Ancak bunun gerçekleşmesi şu anda olası görünmüyor. Bunun nedeni, ABD hükümetinin NATO’nun dahil olmayacağını açıkça belirtmiş olmasıdır. Bu durumda Avrupalılar, Rus saldırısı olması halinde Amerikalılardan yardım alamayacakları anlamına geliyor.

Alternatif Öneriler

Diplomatik kaynaklara göre, son zamanlarda en çok tartışılan konu, Avrupa birliklerinin Ukrayna’nın batısındaki birliklerin eğitimi için konuşlanıp konuşlanmayacağı ve konuşlandırılacaksa kaç kişinin gönderileceğidir. Böyle bir birlik varlığı, Rus birlikleriyle doğrudan çatışma riskini azaltacak, ancak aynı zamanda Ukrayna’nın batısı için çok daha fazla güvenlik sağlayacaktır.

Destekleyen Ülkeler

Tartışmayı ilk başlatan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’du. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot Pazartesi günü "farklı düzeylerde" çok somut görüşmeler yapıldığını bildirdi ve Fransa’nın yanı sıra İngiltere ve Polonya’yı olası birlik sağlayıcı olarak gösterdi. İngiliz Başbakanı Keir Starmer, katılma isteğini açıkça dile getirdi. Polonya Başbakanı Donald Tusk ise bu planlara sahip olduklarını reddetti ve böyle bir projeye sadece "siyasi ve lojistik" destek sözü verdi.

Hollanda ve İsveç, Macron ve Starmer’in fikrine açık olduklarını gösterdi. İspanya ve Danimarka birlik gönderme olasılığını kategorik olarak dışlamıyor.

ABD’nin Tutumu

NATO üyesi ülkeler arasında en büyük orduya sahip olan ABD, Ukrayna’daki barışı korumayı Avrupalıların işi olarak görüyor ve kendisini bundan uzak tutmak istiyor. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth geçen hafta "Açıkça söylemek gerekirse, güvenlik garantileri kapsamında Ukrayna’ya ABD askerleri gönderilmeyecek" diyerek net bir tavır ortaya koydu. Aynı zamanda ABD hükümeti, Avrupalılardan Birleşik Devletler’in bir barış gücüne nasıl destek olabileceğini öğrenmek istiyor. Görüşmelerde ABD’nin keşif yetenekleri de dahil olmak üzere seçenekler ele alınıyor. Starmer’a göre, Rusya’nın ateşkes sonrası yeniden saldırmasını etkili bir şekilde önlemek için ABD’nin güvencesine ihtiyaç var.

Almanya’nın Durumu

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz (SPD) bir barış gücü konusundaki tartışmanın "tamamen zamansız" olduğunu düşünüyor. Paris’teki Ukrayna zirvesinden sonra Pazartesi günü yaptığı açıklamada, henüz gerçekleşmemiş olan barış görüşmelerinin olası sonuçları konusunda Ukraynalıların başlarından aşarak tartışıldığını söyledi. "Bunu açık ve dürüstçe söylemek gerekirse, son derece uygunsuz."

Ancak Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy de bir barış gücü talep ediyor ve bu da Scholz’un iddiasını çürütüyor.

Scholz, bir Alman katılımı için açık bir dışlama kriteri ortaya koydu: Amerikalılar katılmazsa, Almanya da dışarıda kalır. "Güvenlik ve sorumluluk açısından Avrupa ve ABD arasında bir bölünme olmamalı" diyor. NATO’nun her zaman birlikte hareket etme ve riski paylaşma ilkesine dayandığını belirten Scholz, "Bunun sorgulanmasına izin verilmemeli." Şansölye, Almanya ve Avrupa’nın rolünü Ukrayna ordusunu finanse etmek ve donatmak olarak görüyor, böylece ülkesini kendisi savunabilecek duruma gelsin.

Yeşiller Partisi’nden Annalena Baerbock da tartışmanın zamansız olduğunu söylüyor. Ancak şansölyenin aksine dışişleri bakanı, bir ateşkes durumunda barışı korumanın "Avrupa’nın görevi" olduğunu vurguluyor. Baerbock, "Avrupa’da barışa ihtiyaç varsa, Avrupalılar bunun için elbette sorumluluk alırlar" diyor. Ancak Almanya’nın üstlenmeye hazır olduğu sorumluluk miktarını açıklamıyor.

Birlik partileri de ihtiyatlı. Birlik Fraksiyonu Başkan Yardımcısı Johann Wadephul, dpa’ya verdiği demeçte, "Bir barış gücü için ilk koşul barışın sağlanmasıdır" dedi. Bir barış gücüne Avrupa’nın katılımını mümkün görüyor. "Ancak Almanya için ön planda, NATO’da tek olarak Baltık ülkelerinde savaş gücü olan bir tugay konuşlandırmamızdır." Sol Parti, BSW ve AfD ise bir barış gücüne Alman katılımı konusunda net bir tutum sergiliyor. Hepsi buna açıkça karşı çıkıyor.

Savaş veya kriz bölgelerine Alman askerlerinin gönderilmesi talebinin genel olarak çok popüler olmadığı kabul ediliyor ve bir Bundestag seçimi öncesinde riskli olabilir. Ancak "Stern" dergisi adına yapılmış yeni bir Forsa anketi, seçmenlerin bu konuda bölünmüş olduğunu gösteriyor. Yüzde 49 Alman askerlerinin bu tür bir göreve katılmasından yana, yüzde 44 karşı, yüzde 7 ise fikrini belirtmiyor.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular